
Bitlis’ de 10 yaşındaki Mustafa Erçetin başıboş köpekler tarafından ısırılmıştı. Durumu ailesinde gizleyen çocuk, fenalaşınca acil hastaneye kaldırılmış ve kuduz teşhisi konulmuştu. Erçetin sonrasında tedavi için Ankara’ya gönderildi. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Mustafa Erçetin kurtarılamadı. Mustafa Erçetin’ de sudan korkma, sol kolda uyuşukluk, karın ağrısı, tükürük salgısının artması gibi bulgular bulunuyordu.
Bitlis’in Adilcevaz ilçesinin Göldüzü köyünde 10 yaşındaki Mustafa Erçetin ve Polat Ergün, sokak köpekleri tarafından ısırıldı. Adilcevaz Devlet Hastanesi’nde ilk müdahalesi yapılan çocuklar, Ankara Hacettepe Hastanesine sevk edildi. Yapılan ilk incelemelerde Mustafa Erçetin’ e kuduz teşhisi konulurken, Polat Ergün’de kuduz hastalığı tespit edilemedi.
Hacettepe Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı üyesi Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz, Hasan Doğramacı Çocuk Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Serap Sivri ve Sağlık Hizmetleri Birimi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Necla Özer, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde basın mensuplarına açıklamada bulunmuştu.
10 Yaşındaki Mustafa Erçetin Hayatını Kaybetti
Yoğun Bakım Ünitesinde kuduz teşhisiyle tedavi altında olan 10 yaşında ki Erçetin tüm çabalara rağmen kurtarılamadı.
Konuyla ilgili Hacette Üniversitesi’nden yapılan açıklamada, “Üniversitemiz İhsan Doğramacı Çocuk Hastanesi, Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi’nde kuduz tanısıyla tedavi gören 10 yaşındaki hasta, tüm müdahalelere rağmen bugün öğleden önce hayatını kaybetti” denildi.

Erken Tanı İle Ölümler Önlenebilir
Prof. Dr. Cengiz, kuduz belirtileri, ilk müdahale ve dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin de şunları söyledi:
“Ülkemizdeki kuduz vakalarının tamamına yakını köpek ısırması sonucu gerçekleşiyor. Burada önemli olan temastan sonra yaranın temizliğini yapmak. Hasta hayvan, tükürüğündeki mikropları kas içine bulaştırınca, kas içindeki sinirler boyu ilerleyerek omuriliğe, sonra beyne doğru gidiyor. Bulguların çıkması 1-3 ay kadar sürebiliyor. Önemli olan, kuduz virüsü sinir dokusuna daha girmeden oraya girişini engellemek. Bunun için çok iyi yara temizliği yapılması gerekiyor. Akan suda basınçlı olarak yaranın 10-15 dakika temizlenmesi gerekiyor. Bir alkol ile de temizliğin tamamlanması öneriliyor. Bundan sonra hastanın en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor. Özellikle yüze, beyne yakın yaralanmalar, parmaklardan olan ısırılmalar bizim için daha önemli, virüs buralardan daha kolaylıkla beyne ulaşıyor. Hastanın izlenmesine başlandıktan sonra hayvanın da gözlem altında tutulması lazım. Hastanın özellikle riskli yaralanmada lokal yara bakımından, sonra kuduz aşısının başlanması bizim için önemli. Erken tanı ile tedavisine başlanırsa ölümlerin çoğu engellenmiş oluyor.”
Belirtiler Ortaya Çıkınca Tedavinin Faydası Olmuyor
Prof. Dr. Cengiz, kuduz aşılarının sağlık kuruluşları tarafından ücretsiz yapıldığını hatırlatarak, “Aşıların gözetim altında, sağlık personeli tarafından yapılması önemli. El teması ya da diğer yollarla bulaş söz konusu değil. Çocukların ailelerine haber vermesi, bu durumda çok önemli. Kuduz hastalığı önlenebilir. Sağlık sistemine henüz ulaşamamış, ailenin bilmediği zamanlarda maalesef istenmeyen sonuçlar olabiliyor. Kuduz hastalığının belirtileri öne çıktıktan sonra aşı ya da hazır antikorların faydası olmuyor. Ailelerin farkındalığı önemli.
Bazen çocuklar, korkuyor, söylemiyor. Kuduz hastalığı gerçekleştikten sonra hayatta kalma olasılığı düşük. Kuduz hastalığı geliştikten sonra hastalığı durdurmak imkansıza yakın. Erken teşhis, sinir dokularına yayılmadan hastalığın önlenmesi önemli. Tedavi edilebilir bir hastalık; ama geciktirilmemesi lazım” şeklinde konuştu.